28 Eylül 2006 Perşembe

Yüce İyi Dilekçi...


Ayakkabım olmadığı zaman ağlamıştım. Bacakları olmayan bir adamı gördüğümde, aniden ağlamayı kestim.

Her ruh veya Jivathma için, her durumda, Lord Vishnu, Paramathma, her zaman iyi dilekçidir.

Ve bacakları olmayan adam şöyle düşündü : Bacağım yok, fakat Lord Krişna’nın kutsal isimlerini zikredebiliyor ve O’nu memnun edebiliyorum.

Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare

24 Eylül 2006 Pazar

Tek Yol !


Hayat bir oyun ise, kazanmanın tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir yolculuk ise, güller üzerinde yürümenin tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir eğlence ise, gülmenin tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir sınav ise, geçmenin tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir nektar ise, tatmanın tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir kumar ise, şans için tek yol – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir ilişki ise, yüksek dereceli akrabaya sahip olmanın tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir aktivite ise, zevk dolu aktivitelerin tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir rüya ise, gerçekleştirmenin tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Hayat bir ölüm ise, keyfini çıkarmanın tek yolu – Krişna’ya teslim olmaktır.

Harer nama harer nama harer namaiva kevalam, Kalau nasty eva nasty eva nasty eva gatir anyatha.

22 Eylül 2006 Cuma

Adanma Hizmeti...



Saf bir adananın Rab'den bir beklentisi yoktur. Tek düşüncesi içtenlikle ve ciddiyetle Rabbe hizmet etmektir ve gelecekte ne olacağı konusunda hiç bir kaygısı yoktur.

Srimad Bhagavatam 4.9.29

21 Eylül 2006 Perşembe

Sravanam...


Tanrı hakkında duyarak ve O’nu yücelterek, bir kimsenin bütün hareketleri ruhsal aktivitelere göre şekillenir ve bu yüzden maddi ıstırapların bütün kavramları tamamıyla yok olur.

Srimad Bhagavatam 2.1.5

17 Eylül 2006 Pazar

Şrila Prabhupada...


Şimdi 3. sınıf, 4. sınıf Kral veya Başbakan gibi giyinmiş insanlar var. Fakat onların işi halktan para yağmalamak ve inek öldürmek. Bu Kali-Yuga’nın kralıdır. Kral gibi giyinmiş fakat sudra. İnek öldürmekte uzman.

Şrila Prabhupada – 17 Eylül 1965

16 Eylül 2006 Cumartesi

Hayatın İnsan Formu Tanrı Farkındalığını İfade Eder....


Her düşünceli insan temel soruyu sorar,” Hayatın amacı nedir?” Maalesef, mükemmel doğruyu bulmamızdaki zorluk, binlerce birbiri ile çakışan dinler, felsefeler ve bunların yandaşlarının bizim sadakatimiz için yarışlarıdır. Şrila Prabhupada burada bazı basit ve aydınlatıcı öğütler vermektedir.

Bugünün konusu Tanrı ile olan ilişkimizdir. Bu kendi kendine farkına varmaktır. Kalbi temizlediği için,
sankirtana hareketi kendi kendine farkına varmanın en kolay yöntemidir. Kimliğimizin yanlış anlaşılması aklın aynasını kaplayan toz sebebiyledir. Toz kaplı bir aynada kişi kendisini göremez. Fakat ayna temiz ise, kişi kendini görebilir. Böylece Meditasyon da kalbi temizlemenin bir yöntemidir. Meditasyon kişinin Tanrı ile olan ilişkisini anlamaya çalışmasını ifade eder.
Kontakt haline geçtiğimiz her şeyde bir ilişki vardır. Bu minder üzerinde oturduğum için, ilişki ise ben oturacağım ve minder beni tutacaktır. İlişkileriniz var. İngiliz veya Hintsiniz böylece toplumunuz ile, aileniz ile, arkadaşlarınız ile bit ilişki var. Peki bizim Tanrı ile ilişkimiz nedir? Herkese tek tek sorsanız, sadece çok az insan Tanrı ile ilişkisini açıklayabilecektir. Derler ki : “Tanrı nedir? Tanrı ölüdür. Tanrı’ya inanmıyorum ki ilişkiden konuşayım.” Bu kirli şeyler kalplerini örttüğü için, onlar göremezler.Her şey ile bir ilişkimiz varken neden Tanrı ile olan ilişkimizi anlamaya çalışmayız? Bu çok zekice mi? Hayır. Bu cehalettir. Bu maddi dünyadaki bütün canlılar maddi doğanın üç hali ile örtülmüştür. Bu yüzden Tanrı’yı göremezler. Tanrı’yı anlamazlar veya anlamaya çalışmazlar. Fakat Tanrı oradadır. İngiltere’de sabahları sis vardır, bu yüzden sisin arkasındaki Güneş’i göremezsin. Ama bunun anlamı Güneş’in var olmadığı mıdır? Güneş’i göremezsiniz çünkü gözleriniz örtülmüştür. Fakat eğer dünyanın başka bir yerine mesaj çekerseniz, onlar Güneş’in orada olduğunu söyleyeceklerdir. Biz göremiyoruz. “Göz kamaştırıcı, çok parlak.” Tanrının varlığını inkar ettiğinizde ya da Tanrı ile olan ilişkinizi araştıramadığınızda, bu sizin bilgiden yoksun olduğunuz anlamına gelir. Tanrı yoktur değil, biz eksiğiz. Güneş örtülü değildir. Güneş örtülemez. Sis veya bulut Güneş’i örtecek güce sahip değildir. Güneş çok büyüktür ! Bu dünyadan defalarca kat daha büyüktür ve bulutlar sadece on, yirmi veya yüz millik alanı kaplar. Böyleyken bulutlar nasıl Güneş’i örter? Hayır. Bulutlar Güneş’i örtemez. Bulutlar sizin gözlerinizi örter. Bir düşman geldiğinde tavşan kendini savunamaz, gözlerini kapatır ve düşünür “Düşmanım şu anda gitti.” Benzer olarak, biz de Tanrı’nın harici enerjisi ile örtülüyüz ve düşünüyoruz “Tanrı ölüdür”
Tanrı üç çeşit enerjiye sahiptir. Vişnu Purana’ da Tanrı’nın enerjilerinin tanımları vardır ve Vedalarda ve Upanişadlarda, Tanrı’nın enerjilerinin tanımları vardır. Parasya şaktir vividhaiva şrüyate (Şvetaşvatara Upanişad 6.8). Sakti enerji demektir. Tanrı’nın çoklu enerjileri vardır. Vedalarda, “Tanrı’nın yapacak bir şeyi yoktur.” Biz çalışmak zorundayız çünkü var olmamız için gerekli—yemek yemeliyiz, bundan hoşlanmayı dileriz, —fakat Tanrı neden çalışmalıdır ki? Tanrı çalışmak zorunda değildir. Sonra bu evreni Tanrı’nın yarattığını nasıl söyleriz? Bu çalışma değil midir ? Hayır. Öyleyse nasıl meydana geldi? O’nun çeşit çeşit enerjileri o kadar güçlüdür ki, doğal olarak hareket ediyorlar ve bilgi dolular. Bir çiçeğin nasıl açtığını, büyüdüğünü ve sistematik olarak çeşitli renklere büründüğünü görebiliyoruz : bir yanda küçük bir nokta, diğer yanda küçük bir nokta, bir yanda beyaz, diğer yanda daha fazla beyaz. Kelebek te böyle bir sanatkar simetri gösterir. Bütün bunlar boyanır, fakat mükemmel bir şekilde, nasıl olduğunu göremeyeceğimiz bir çabuklukta. Nasıl olduğunu anlayamayız ama bu Tanrı’nın enerjisi ile olur.Bilgi eksikliği sebebiyle insanlar Tanrı ölüdür, Tanrı yoktur der ve Tanrı ile ilişkimiz olmaz. Bu düşünceler hayalet görmüş bir insanın düşünceleri ile kıyaslanır. Çünkü hayalet görmüş bir insan mantıksız konuşur, Tanrı’nın yanıltıcı enerjisi ile örtüldüğümüzde Tanrı ölüdür deriz. Fakat bu gerçek değildir. Böylece, kalbimiz temizlemek için mantra söyleme yöntemine ihtiyacımız var. Bu basit yöntemi alarak, Hare Krişna mantrasını söyleyerek. Bu yolda, aile hayatında, klübünde, evinde, yolda—her yerde— Hare Krişna mantrasını söyle ki, kalbini kaplayan, gerçek pozisyonunu kaplayan karanlık gidecektir. Sonra, bünyesel pozisyonunu anlayacaksın.

Science of Self Realization - Chapter 8'den bir bölüm.

15 Eylül 2006 Cuma

En Yüce Aşk...


“AŞK.”Şarkıcılar onun hakkında söyler, ozanlar onun içinde coşar, yazarlar onun hakkında karmaşık hikayeler dokurlar. Filmler ve televizyon onun ile doludur. Fakat o gerçek midir? Bu anlaşılır denemede, Şrila Prabhupada bu maddi dünyada tecrübe ettiğimiz aşkın hayale dayandığını ve buradaki her şey gibi gelip geçici olduğunu tartışır. Henüz daha yüce bir aşk vardır ki, sıradan romantizmciler asla hayal edemezler.
Eğer kişi adanmışlık hizmetinin hassas sarmaşığını güzelce korursa, sonrasında yavaş yavaş bu Tanrı için saf aşkın meyvesini yetiştirecektir. Tanrı için saf aşkın anlamı, maddi kazanç için olmayan arzu ile belirtilen, sırf felsefi anlayış, ya da verimli sonuçlar değildir. Tanrı için saf aşk söyle bilinir, “Tanrı büyüktür, ben O’nun parçası ve parseliyim, ve bu yüzden O benim üstün hoş amacımdır.” Bu bilinç insan hayatının en yüksek mükemmeliyetidir ve kendi kendine farkındalığın bütün yöntemlerin en iyisidir. Eğer bir kimse bu noktaya ulaşırsa—sadece Tanrı benim sevgilim, sadece Krişna hoş amaçtır—o kişinin hayatı mükemmeldir. Ve kişi Krişna ile doğaüstü ilişkiyi tattığında, gerçek mutluluğu hisseder. Sonra adanmışlık sarmaşığı bu tutunacak yeri yakalayarak çok kuvvetlice korunacaktır, ve kişi yüce hedefe ulaşabilecektir. Eğer bir kimse hiç durmadan bir ağaca tırmanırsa sonunda en üst noktaya gelecektir. Benzer olarak, bir kimse bu adanmışlık sarmaşığını yakalayarak Tanrı’nın aşkını başarabilirse, o kimse hiç şüphesiz Krişna’nın doğaüstü ikametgahına erişecek ve O’nunla bizim burada yaptığımızı gibi, yüz yüze kişisel arkadaşlık yapacaktır.
Tanrı uydurma veya hayali değildir. Bizler gibi O da gerçektir. (Gerçekte biz onun yanılsamasının etkisindeyiz; bu vücudun gerçekle bir alakası olmamasına fakat sadece geçici bir gösteriye rağmen , bu vücud içinde sanki gerçeğe dayanan bir kişiymişiz gibi yaşıyoruz.) Tanrı yoktur, O bir forma sahip değildir varsayımına cesaret ediyoruz. Bu akli tahminin sebebi zayıf bir bilginin birikimidir. Lord Krişna ve O’nun ikametgahı vardır, O’na ulaş ve onunla arkadaşlık yap. Gerçek budur. Ruhsal hayatın anlamı Yüce Tanrı ile arkadaşlık yapmak ve çok büyük mutluluk içinde olmak ve sonsuz bilgidir. Bu gibi ebedi arkadaşlığın anlamı Krişna ile oyun oynamak, dans etmek ve Krişna’yı sevmektir. Ya da Krişna sizin çocuğunuz olabilir—her nasıl isterseniz.
Krişna ile ilişkimiz beş çeşit olabilir : pasif bir adanmış olarak, bir hizmetkar olarak, bir arkadaş olarak, bir ebeveyn olarak, ve bir sevgili olarak. Krişna ’nın ikametgahındaki inekler de özgür ruhlardır. Onlara surabhi inekleri denir. Krişna’nın inekleri nasıl sevdiğini, onlara nasıl sarıldığını ve öptüğünü gösteren bir çok popüler resimler vardır. Bu Krişna ile pasif ilişki şanta olarak adlandırılır. İnekler mükemmel mutluluğa Krişna geldiğinde ve basitçe onlara dokunduğunda ulaşırlar.
Diğer adanmışlar gerçekte hizmet etmeye eğilimlidirler. Onlar şöyle düşünür, “Krişna oturmak istiyor. O’nun için bir yer hazırlayacağım. Krişna yemek istiyor. O’na güzel yemekler yapacağım.” Aslında onlar bu ayarlamaları yaparlar. Diğer adanmışlar arkadaş gibi aynı seviyede Krişna ile oyun oynarlar. Onlar Krişna’nın Tanrı olduğunu bilmezler; onlara göre Krişna onların hoş arkadaşıdır, ve Krişna’yı bir an bile unutamazlar. Bütün gün ve bütün gece Krişna’yı düşünürler . Gece uykularında şöyle düşünürler, “Oh, sabahleyin gidip Krişna ile oynayacağım.” Ve sabah olunca Krişna ’nın evine giderler ve Krişna annesi tarafından oyun oynamaya gitmeden önce, giyindirilirken beklerler. Krişna loka’da başka bir aktivite yoktur. (Krişna ’nın
İkametgahı) Endüstri yoktur, ofise koşuşturma yoktur, ya da bunu gibi saçma şeyler.Yeterli süt ve tereyağı vardır ve herkes bolca yer. Arkadaşları Krişna’ya çok düşkündür, ve bazen Krişna onlar için tereyağı çalarak eğlenir. Bir kimse gerçekte böyle yaşayabilir, ve bu varoluşun mükemmeliyetidir. Bizler böyle hayatın mükemmel seviyesi için can atmalıyız. Krişna bilinci buna ulaşmanın yöntemidir.


Srila Prabhupada - Science of Self Realization - Chapter 8 - En Yüce Aşk'dan bir bölüm